İçmeseydik

içmeseydin bu kadar.

bırakacağım sigarayı
sen bıraktım say
ben öyle saydım
nasılsa görmüyorsun
nasılsa görmüyorum

cemreyi öpmüştüm ben
sonra o kaçtı
ben de kaçtım
öyle bitti
kısa ve öz
en güzeliydi

yaralar var elimde
hergün başka bir yara
kablolarla çevrili bir kaç iklim
sonra sen kış
ben sonbahar yarası
içtiysen o kadar..

içmeseydim bu kadar.

bırakmıştım sigarayı
sen bırakmışım diye saydın
nasılsa görüyordun
dünden yalandı
kirpiklerin gözcülük ediyor
sen boş bir anında yıkıyordun onları
adına ben diyordun
ben oralara hiç gitmemiştim
sen arada geliyordun

cemre bir güz düşüydü
düşmelik anıların hatrına düşmüş bir düşük
bir anne feryadından
sabahlamaya yakın son model yalanlar gibi
son sürat yaşamlar gibi görmedin say
öpmedim sayıyorum ben cemreyi

sigarayı bırakmak sorun değil
nefes alıp vermek gibi bir alışkanlığımız var
iyi olmadığın halleri de severim ben
içeriği bir mavi sonrası karayabilen izmaritlerimizi
topraklara afişleyerek al götür der gibi bu piçi
bir güzel halletmişizdir o günü aslında ben diye yaşayan utancı
kötü diye yorumlayıp "istemiyorum hatırlamak" ilkinci öznemizin deyişi.. "pis korkak"
ve sorun değil bu durumu da sevebilirim
o yüzden kesiyorum bu satırı haddimce

Yorumlar

fsms dedi ki…
De Guerre Herstal Belgique
nenya dedi ki…
Tutunamayan tarafımla hiçlik tarafımı birleştirip her iki bloğumla kelimelerini izlemeye geldim büyüleyicisin(sen araç kelimelerin büyünün kendisi.)
~ Flucin dedi ki…
İçmemek lazım, doğru.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Gavatlar ve Gargat Ağacı

Gece Sineması (The Night Cinema)

Dönümler Dolusu