Kayıtlar

Kasım, 2012 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Gavatlar ve Gargat Ağacı

Resim
Erken doğum yapan anneler de, Çocuğunu başından beri görmemiş anneler de aynı  Aynı çocuklar tekrar ölüyor. Aynı zaman  aynı yöre  aynı acı içinde.  Biz onlarla olacağımıza komşu kardeşlikten, Köpeklerimiz var biraz huysuzlar... Açlık grevi yaptıkları bir döneme girmişiz. “Müslümanlarla yahudiler çarpışmadıkça kıyamet kopmayacaktır. Yahudi taşın, ağacın arkasına saklanacak, bunun üzerine o taş, o ağaç yahudiyi kovalayan kimseye, ‘Ey müslüman! Arkamda bir yahudi var, gel onu öldür!’ diyecek. Yalnız garkad ağacı bir şey söylemeyecek; çünkü o yahudilerin ağaçlarındandır.” Buhârî, Cihâd 94, Menâkıb 25; Müslim, Fiten 82 Yahudiler öyle yalnız d insiz şerefsiz vb bir ırk mış ki, her alana Gargat ağacı dik mektelermiş. İşin asıl enteresan tarafı da şudur ki, onlar da Ayet lerde , Hadislerde ne yazdığını ne olacağını merak edip inanmış ve uygulamaya geçmişler. Ama akıl oraya kadar gelmiş, sonunda müslümanlar galip olacaklar demiş mi demiş. Bunlar yinede dengeyi bozm

"İdam olmasın" diyen idamlıktır

"İdam olmasın" diyen idamlıktır... Var bir sıkıntı diyorduk, var. İnsanı nefsine tatlı davransın onu kendine çeksin, aman kan çıkmasın dendi edildi ve pisin biri ortaya çıktı. Nefis kötü şey dedik hepimiz, ama sadece kelimeyle yakıştırdık. Oysa baktığında bal gibi görünen o olacak ki: nefis, pek nefis bir şey. İdam meselesi bu konuda insanlık namına mühim bir meseledir. Dini meselesini deyince zulümkâr efendiler olacağımızdan, örnek alınan batılı ülkelerin idam kanunlarına ne diyecekler. Pek sevimli, sevgili geçinmiyorlarmı? Biz kendimizden dinimizden vazgeçtik diye, azgınlık yerini doldurdu. Bu aslında öleceğimiz kadar basit, olacak olası ve insan mantığına etki edecek, rota belirleyecek bir kanundur. Hırsızlık ettiği gerekçesiyle eli kesilen adam. Çok vahşetçe, çok zulüm, vicdansızlık. topu topuna bir banka soymuş, bir gözlük çalmış hadi veya bir sakız çalmış. Sonucunda kendine ait ve hayatında belki bir kez bile düşünmediği o sahiplenmiş duyguyla yaşadığı bedenini

Büyük Fetih için

Ezanla başladık, ezanla biteriz. Tutup da saysan belki bir akşamla yatsı arası, belki duyulmadık, konuşmadık diye yani anlaşılmadık sebebinden yatsı ile sabah arası hikayemdir benim hey hayat. Anladım ben sizi. Siz oldukça dürüst, namuslu, güvenilir ve sözü sağlam insanlarsınız. Zaten siz de kendinizi öyle düşünüyordunuz. Sorun yok, hemfikiriz işte. Adabınızdan belli oluyor. Vakit oldu yazdık, aslında kışa giriyorduk. Sorun onun sıcak bir gülümsemesi olmayışıydı. Yani sorun benim. Yoksa mevsim bitim ayı. Son dönemin meşur moda ayı. Hepimizin özelce, güzelce yaşadığı. Elbette sersem aylardan bir kaç ayıyız. Tüm dünya kedi kadar masum, biz kutup kadar ayıyız. Soğuk kadar soğuk, sıcak zamanı hâd bilmeyen üzülecek olan toplumuz biz. Besmele ile başladığımız tüm yemek ve içeceklere bir bak kaç ton etmiş. Yıllar yılı yemiş içmişiz. Bedenen bir borcu geçtim, aldığımızın yanında verdiğimiz gerçekten kötü kokan nesne. En çok olanımıza benzeyeceksek eğer, tam üstündeyiz. Şimdi mâna